Modal content
×

T.C. İÇİŞLERİ BAKANLIĞI

WEB SİTESİ GİZLİLİK VE ÇEREZ POLİTİKASI

T.C. İçişleri Bakanlığı tarafından işletilen www.icisleri.gov.tr web sitesini ziyaret edenlerin kişisel verilerini 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu uyarınca işlemekte ve gizliliğini korumaktayız. Bu Web Sitesi Gizlilik ve Çerez Politikası ile ziyaretçilerin kişisel verilerinin işlenmesi, çerez politikası ve internet sitesi gizlilik ilkeleri belirlenmektedir.

Çerezler (cookies), küçük bilgileri saklayan küçük metin dosyalarıdır. Çerezler, ziyaret ettiğiniz internet siteleri tarafından, tarayıcılar aracılığıyla cihazınıza veya ağ sunucusuna depolanır. İnternet sitesi tarayıcınıza yüklendiğinde, çerezler cihazınızda saklanır. Çerezler, internet sitesinin düzgün çalışmasını, daha güvenli hale getirilmesini, daha iyi kullanıcı deneyimi sunmasını sağlar. Oturum ve yerel depolama alanları da çerezlerle aynı amaç için kullanılır. İnternet sitemizde çerez bulunmamakta, oturum ve yerel depolama alanları çalışmaktadır.

Web sitemizin ziyaretçiler tarafından en verimli şekilde faydalanılması için çerezler kullanılmaktadır. Çerezler tercih edilmemesi halinde tarayıcı ayarlarından silinebilir ya da engellenebilir. Ancak bu web sitemizin performansını olumsuz etkileyebilir. Ziyaretçi tarayıcıdan çerez ayarlarını değiştirmediği sürece bu sitede çerez kullanımını kabul ettiği varsayılır.

1.Kişisel Verilerin İşlenme Amacı

Web sitemizi ziyaret etmeniz dolayısıyla elde edilen kişisel verileriniz aşağıda sıralanan amaçlarla T.C. İçişleri Bakanlığı tarafından Kanun’un 5. ve 6. maddelerine uygun olarak işlenmektedir:

  • T.C. İçişleri Bakanlığı tarafından yürütülen ticari faaliyetlerin yürütülmesi için gerekli çalışmaların yapılması ve buna bağlı iş süreçlerinin gerçekleştirilmesi,
  • T.C. İçişleri Bakanlığı tarafından sunulan ürün ve hizmetlerden ilgili kişileri faydalandırmak için gerekli çalışmaların yapılması ve ilgili iş süreçlerinin gerçekleştirilmesi,
  • T.C. İçişleri Bakanlığı tarafından sunulan ürün ve hizmetlerin ilgili kişilerin beğeni, kullanım alışkanlıkları ve ihtiyaçlarına göre özelleştirilerek ilgili kişilere önerilmesi ve tanıtılması.
 
2.Kişisel Verilerin Aktarıldığı Taraflar ve Aktarım Amacı

Web sitemizi ziyaret etmeniz dolayısıyla elde edilen kişisel verileriniz, kişisel verilerinizin işlenme amaçları doğrultusunda, iş ortaklarımıza, tedarikçilerimize kanunen yetkili kamu kurumlarına ve özel kişilere Kanun’un 8. ve 9. maddelerinde belirtilen kişisel veri işleme şartları ve amaçları kapsamında aktarılabilmektedir.

3.Kişisel Verilerin Toplanma Yöntemi

Çerezler, ziyaret edilen internet siteleri tarafından tarayıcılar aracılığıyla cihaza veya ağ sunucusuna depolanan küçük metin dosyalarıdır. Web sitemiz ziyaret edildiğinde, kişisel verilerin saklanması için herhangi bir çerez kullanılmamaktadır.

4.Çerezleri Kullanım Amacı

Web sitemiz birinci ve üçüncü taraf çerezleri kullanır. Birinci taraf çerezleri çoğunlukla web sitesinin doğru şekilde çalışması için gereklidir, kişisel verilerinizi tutmazlar. Üçüncü taraf çerezleri, web sitemizin performansını, etkileşimini, güvenliğini, reklamları ve sonucunda daha iyi bir hizmet sunmak için kullanılır. Kullanıcı deneyimi ve web sitemizle gelecekteki etkileşimleri hızlandırmaya yardımcı olur. Bu kapsamda çerezler;

İşlevsel: Bunlar, web sitemizdeki bazı önemli olmayan işlevlere yardımcı olan çerezlerdir. Bu işlevler arasında videolar gibi içerik yerleştirme veya web sitesindeki içerikleri sosyal medya platformlarında paylaşma yer alır.

Teknik olarak web sitemizde kullanılan çerez türleri aşağıdaki tabloda gösterilmektedir.

Oturum Çerezleri

(Session Cookies)

Oturum çerezleri ziyaretçilerimizin web sitemizi ziyaretleri süresince kullanılan, tarayıcı kapatıldıktan sonra silinen geçici çerezlerdir. Amacı ziyaretiniz süresince İnternet Sitesinin düzgün bir biçimde çalışmasının teminini sağlamaktır. (ASP.NET_SessionId)

 

Web sitemizde çerez kullanılmasının başlıca amaçları aşağıda sıralanmaktadır:

  • • İnternet sitesinin işlevselliğini ve performansını arttırmak yoluyla sizlere sunulan hizmetleri geliştirmek,
5.Çerez Tercihlerini Kontrol Etme

Farklı tarayıcılar web siteleri tarafından kullanılan çerezleri engellemek ve silmek için farklı yöntemler sunar. Çerezleri engellemek / silmek için tarayıcı ayarları değiştirilmelidir. Tanımlama bilgilerinin nasıl yönetileceği ve silineceği hakkında daha fazla bilgi edinmek için www.allaboutcookies.org adresini ziyaret edilebilir. Ziyaretçi, tarayıcı ayarlarını değiştirerek çerezlere ilişkin tercihlerini kişiselleştirme imkânına sahiptir.  

6.Veri Sahiplerinin Hakları

Kanunun “ilgili kişinin haklarını düzenleyen” 11. maddesi kapsamındaki talepleri, Politika’da düzenlendiği şekilde, ayrıntısını Başvuru Formunu’nu Bakanlığımıza ileterek yapabilir. Talebin niteliğine göre en kısa sürede ve en geç otuz gün içinde başvuruları ücretsiz olarak sonuçlandırılır; ancak işlemin ayrıca bir maliyet gerektirmesi halinde Kişisel Verileri Koruma Kurulu tarafından belirlenecek tarifeye göre ücret talep edilebilir.

 

  • e-Devlet
  • İçişleri Bakanlığı
  • Karabük

Valilikler

T.C. Yenice Kaymakamlığı
T.C. Yenice Kaymakamlığı
T.C. Yenice Kaymakamlığı
  • KAYMAKAMLIK
    Kaymakam Kaymakamlık Birimleri İlçe Protokol Listesi Tarihçe Kolluk Gözetim Komisyonu
  • YENİCE
    360 YENİCE
  • MAHALLİ İDARELER
  • HİZMETLERİMİZ
    Hizmet Birimleri Kamu Hizmet Standartları
  • GÜNDEM
    Haberler Duyurular Kolluk Gözetim Komisyonu
  • İLETİŞİM
°C
25
Mart2023
Parçalı Bulutlu
23
°C
5 Günlük Hava Tahmini
temizle
  • KAYMAKAMLIK
    • Kaymakam
    • Kaymakamlık Birimleri
      • İlçe Yazı İşleri Müdürlüğü
    • İlçe Protokol Listesi
    • Tarihçe
      • Görev Yapmış Kaymakamlar
    • Kolluk Gözetim Komisyonu
  • YENİCE
    • 360 YENİCE
  • MAHALLİ İDARELER
  • HİZMETLERİMİZ
    • Hizmet Birimleri
      • İlçe Jandarma Komutanlığı
      • İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü
      • Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı Müdürlüğü
      • İlçe Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü
      • Gençlik Hizmetleri ve Spor İlçe Müdürlüğü
      • İlçe Halk Eğitim Müdürlüğü
    • Kamu Hizmet Standartları
  • GÜNDEM
    • Haberler
    • Duyurular
    • Kolluk Gözetim Komisyonu
  • İLETİŞİM

Yöresel Mani-Müzik-Türkü

TÜRKÜ VE MANİLERİMİZ 
 
Türkülerimiz:
 "Türkü seven türkü söyler" özdeyişinden de anlaşılacağı gibi, Türk halkı; sevinçlerini, hüzünlerini, hadiseler karşısında duygu ve düşüncelerini türkülerle dile getirmiş, geçmişindeki sevinç ve dramlarını türkülerde yaşatmıştır.
Türk halk edebiyatının dokusunu meydana getiren önemli liflerinden birini oluşturan türkülerimiz; bölge bölge, yöre yöre konusuna ve mazisine göre bir anlam ifade eder. Yenice ve bağlı köylerinde de bundan 35-40 yıl, hatta daha evvelki yıllarda söylenen türkülerin izlerini; ancak sıkı bir araştırma yapıldığında ortaya çıkarabilmek mümkün; çünkü, gelişen iletişim teknolojsi, sosyal hayattaki yeni oluşumlar, bir kısım öz kültür öğelerinin unutulma ve hatta yok olma noktasına getirmiştir. Ama yine de bazı köylerde hayatta kalan 80 veya 90'lık yaşlıların hafızalarında bazı türkülerin hala yaşadığını görmek mümkündür.
Satuk Köyü Yusufbeyoğlu Mahalİesi'nde oturan 89 yaşındaki İbrahim Dereli bunlardan sadece biri...
Gençliğinde; düğünlerde, ekin ekme zamanı tarlalarda, hayvan otlatırken çayırlarda kavalla söylediği türkülerin çevredekiler tarafından zevk ve heyecanla dinlendiğini yörede herkes biliyor. İbrahim ustanın 60-70 yıl önce söylediği; ancak şimdi sadece bazılarını hatırlayabildiği, aynı zamanda yörenin dil ve ağız özelliklerini yansıtan türkülerden bazıları:
 
 
DERELER
 
Endim derelerine
Bilmem nerelerine
Beni doktor yapsınlar
Kızlar hastalarına
 
Deniz dibi delinsin
Sen bir taze gelinsin
Dokuz kocaya varsan
Son nikahta benimsin
 
Deniz üstü tütüyor
Kız memelerin bitiyor
Memelerin biterken
Aklın baştan gidiyor
 
Derelerin inciri
Saatimin zinciri
Dün akşam neredeydin
Koynumun güvercini
 
Endim dereye durdum
Turalı para buldum
Yedi köyün içinde
Ben bir kıza vuruldum
 
 
Derelerin uzunu
Kıramadım buzunu
Aidim çerkez kızını
Çekemedim nazını
 
Bahçalarda mürdüme
Çare bulun derdime
Ben bu dertten ölürsem
Tel vurun efendime
 
Armut daldan düşer mi
Günde yahni bişer mi
Sevip sevip yarılmak
Şanımıza düşer mi
 
Elmanın irisine
Yağsıdım gerisine
Beni çoban tutsunlar
Kızların sürüsüne
 
Susadım su isterim
Bana çeşme gösterin
Ben çeşmeden kanamam
Al yanaktan isterim
 
Suya endim kamışa
Su ne yapsın yanmışa
Mevlam sabırlar versin
Yarinden ayrılmışa
 
 
                                                           
  HOY
 
Sadece Yenice ve çevre köylerde orak biçme esnasında kadınların uzun hava tarzında söylediği yöreye özgü bir türküdür. Hoy, kadınlar tarafından imece halinde veya birlikte ekîn biçilirken belirli bir usul ve nizama göre söylenir. Bir veya iki kadın tarafından okunmaya başlanan "Hoy", diğer kadınlar tarafından beraber ve koro halinde tekrar edilerek söylenir.
      
Bu gelenek, yörede "Hoy söylemek" veya "Hoy çağırmak" şeklinde dile getirilir. 
 
Ekincüğüm döşek gibi
Ne duruyon eşek gibi
Oracığım kesmez oldu
Bileciğim tutmaz oldu
Kalmadı gidiyor ekincüğüm baştan başa
 
Yeni camii direk ister
Söylemeye yürek ister
Benim karnım toktur ama
Arkadaşlar börek ister
 
Kalmadı gidiyor ekincüğüm baştan başa
buğdaylarım ola gelmiş Tarlalara
dola gelmiş ekincüğüm orak ister
Arkadaşlar börek isterler
 
Kalmadı gidiyor ekincüğüm baştan başa
Bir taş attım ala kaza
Vardı tuttu yavru kuşa
Haydi gidelim kara taşa
Benim gönlüm san kıza
 
Kalmadı gidiyor ekincüğüm baştan başa
Ben giderim öte başa
Gelmez misin beri başa
Ben atlarım baştan başa
Gelmez misin beri başa
Kalmadı gidiyor ekincüğüm baştan başa
 
 
Yenice yöresi için sözlerini Metin Çengel'in yazdığı müzik ve derlemesi Alaattin Belen tarafından yapılan "Çilli" türküsü:
Tarakçıdan aşşağı
Bulut yağıyor bulut
Madenkeşlik uzadı
Unut sevdiğim unut
 
Soğanlı kenarında
Ekin yıkayamadım
Kara kömür yüzünden
Çillime doyamadım
 
 
Yenice'nin kızları
Gözler kömür karası
Bana resmini yolla
Ocaklarda kalası
 
Devrek görünmez oldu
Helvası yinmez oldu
Bir çillinin yüzünden
Dertlerim dinmez oldu
 
 
Yenice Yamaç Köyü'nden 1938 doğumlu Hasan Yalçın'ın bir kaza uğruna 13 yaşında her iki gözünden ama olup aydın olan dünyamızı kara geçirdiği için kendisine okuduğu ağıt... 
 
Çok küçük yaşta geçirdim bir kaza
Cenabı hak verdi bana ceza
Çok uğraştım bulamadım vefa
Kader böyle imiş neyleyim.
 
Aydın olan dünyam oldu karanlık
Nidem zenginlik niden varlık
Bu vaziyette yok bahtiyarlık
Arkadaş uğruna kara oldu dünyam
 
13 yaşımda zindan oldu önüm
Nidem kardeşler görmüyor ki gözüm
Dünyam kara ayetin olsun özüm
Felek pençesini taktı neyleyim
 
Ne kara imiş şu anlamın yazısı
İçime işliyor gözlerimin sızısı
Anlatalım artık uzun lafın kısası
Dinleyin kardeşler doğru yalan değil burası
 
Daha küçükken çocukluk hayatımda
Bir arkadaşla oynuyorduk o anda
Kabahat bende değil okla yayda
Kurbancasına olduk ne fayda
 
Mevsim yaz idi aylardan haziran
Ortalığın kurak olmasına nazaran
Kurtulamadım bu feci kazadan
Kader böyle imiş nideyim anne
 
Gidip bir kiraz dibine oturduk
Beraberce okla yayı getirdik
Kuş vuracaz bahanesiyle Gözlerimi yitirdik
Rahmet olsun babam alıp beni götürdü
 
Bekletmeden hemen yere yatırdı
Garip anam yavrum diye bağırdı
Ağlama anam kader böyledir
Çok sızlıyordu gözlerimin acısı
 
Cesaretlendiriyor komşuların bazısı
Alnıma yazılmış kaderimin yazısı
Dünya bana zindan oldu neyleyim
Alıp getirdiler beni doktora
 
Bir gözüm yaralı acep birisi ne ola
Dedi doktor zamanla birisi de sola
Kader böyle imiş nideyim anne
Dedi doktor buna çare bulunmaz
 
 
Açmadıkça kırk parası alınmaz
Alna yazılan kara yazı bozulmaz
Param yokki doktor ne vereyim
Buradan da eli yüzü yumduk
 
Nidelim ki bir şeytana uyduk
Olrnayak tabi farkına vardık
Bir bıçağa kurban oldum anne
Bu müşgülatla oldu yaşım onbeş
 
Çok feci günlerim nidelim kardeş
Akla gelmezdi böyle bir iş
Hak yardımcım olsun nideyim
Babama dedim tedavi ettir
 
Gittik doktora dermanı yoktur
Böyle bir insanın çilesi çoktur
Çilem böyle imiş kime neyleyim
Bu kadar uğraştım hepsi boşa
 
Sonradan vurdum başımı taşa
Oku kardeşim sevgi göster bu yaşa
Alın yazısıdır kime neyleyim
Aşık Hasan der ki dertli oldum
 
Çok uğraştım artık yoruldum
Sanat üzerine düştüm bu sazı buldum
Çekip mızrağımı teline vurdum
Derleme Hasan der ki dertli oldum
 
Çok uğraştım artık yoruldum
Sanat üzerine düştüm bu sazı buldum
Çekip mızrağımı teline vurdum
Derleme Hasan bu kadar yeter
 
Daha gerisi bundan beter
Hayat mücadelesi burada biter
Dünyanın ışığı burnunda tüter
Uğraştım saz yapmaya hayli zamandır
 
Muvaffak et Aliahım beni uyandır
Bu fece günlerime sen dayandır
Aman Aliahım kurtar beni bu dertten
Karanlık dünyamlda balta aldım etime
 
Aç kalmayayım diye azık sardım belime
Çıktım ormanların yoluna
Bana bahane veren
Allahından bula kahrola
 
Çıktım ormana ardıç ağacı buldum
Kaldırıp baltamı köküne vurdum
Eve getirdim içim oydum
Sanatımın yolunu bu yönde buldum
 
Sazımı yaptım düzene gelmez
Ne kadar uğraşsam gözüm görmez
Birisine sorsam dilinden bilmez
Burgusu tutmuyor telini germez
 
Çak uğraştım düzene koydum sazımı
Başladım çalmaya uydurdum sesimi
Bu kadar uğraştım bırakmak ki peşini
Çıkar yolum yok başka nedeyim
 
Sazımı yaptım çalmaya başladım
Tellerini gözyaşlmla ısladım
Nameler okuyup hayatımı taşladım
Alnımın yazısı bu imiş kime neyleyim
 
Neşelendim oturdum çalmaya
Efkarlandım başladım ağlamaya
Anam geldi bulunduğum yerden almaya
Nideyim anne kader bu imiş
 
Dedim ana gözüm açık olsaydı
Ne olurdu bir tanesi görseydi
Cenabu hak bana bu yolu gösterdi
Nasibim bunda imiş neyleyim
 
Böylece uğraştım oldu yaşım 20
Feleğin pençesi bağrımı deldi
Mevlam genç yaşta verdi derdi
Beni böyle olur diye kim derdi
 
Genç yaşımda oldum çileli
Tanımıyorum geleni ve gideni
işte budur hayatımın nedeni
Alın yazısıdır kime neyleyim
 
 
Cenabu hak beni böyle mi yarattı
Felek geldi pençesini taktı
Arkadaşlar gelip yanımdan kaçtı
Görmüyorum ki kime sesleneyim
 
Bu halde iken babam etti mefat
Kudreti ile yardım etti yarab
Böyle olanların hali harab
Kaderimin yazısı kime neyleyim
 
 
Sanmayın ki gaye destan satmak
Gönül istemiyor serilip yatmak
İçimden geldi bunu böyle yapmak
Nideyim kardeşler kader böyledir
 
Sazım düzenlidir oldu bana arkadaş
Efkarlı günlerimde o bana yoldaş
Yalan değil dinle beni kardeş
Nideyim ki çıkar yolum bu oldu
 
Uğraştım destanımı bastırdım satmaya
Okuyan dostlara hayatımı anlatmaya
Dinle kardeş devam e! okumaya
Kaderimin yazısı kime neyleyim
 
Kederli günlerimiz böyle geçiyor
Duyan dostlarım alıp seçiyor
Benim de hayatım böyle bitiyor
Kaderim böyle imiş neyleyim
 
Yeter Hasan artık söyleme
Okuyanların bağrını dağlımı
Çok acı çektim ağ/ama
Alnımın yazısıdır neyleyim
 
Şair Mehmet der ki çok oldu
Dinleyenlerin gözü yaşla doldu
Pek acı çekti hayatı soldu
Kaderi bu imiş neylesin
 
 
 
Milli Kültürü halk oluşturur.  Türk kültürü halk tarafından toplum dokusunu sağlamlaştırmak suretiyle ona dayanıklılık kazandırdığı muhakkaktır. Son derece homojen ve yaygın olan Anadolu halk kültürünün bu özellikleri benzerlik ve birleştiricilik niteliğiyle dinamikliğini asırlardır sürdüre gelmiştir.
 
Türklerin Anadolu'daki tarihi gelişim çizgisi incelendiğinde; halkın gelenekli kimliğini, inanç ve değerler sistemini muhafaza etmiş olduğu görülür. Anadolu'yu Türkleştirme politikasının bir sonucu olarak; Yenice ve çevresinde Türk aşiret ve boylarının iskanı Selçuk çağında gerçekleşmiştir. Bu tarihi olgu ve takip eden yüzyıllarda Yenice'nin değişik kesimlerine yerleşen Türk aşiret ve boylarının içinde; idarî statü gereği bağlı olduğu çevre yörelerle birlikte milli hars devam etmiş, duygu, düşünce ve değerler sistemi zengin, fakat ihmal edilmiş bir halk edebiyatında kendini bulmuştur. Bu cümleden olarak, Yenice'de Anadolu halk kültürünün nesilden nesile, ağızdan ağıza günümüze kadar ulaşmış değişik örneklerine her sahada rastlamak mümkündür. 
 
Yörenin dil ve ağız niteliğini taşıyan maniler şunlardır:
 
Bostanlarda fasilye
Anam gitti gezmeye
Ben anamdan örendim
İnce boncuk çizmeye
 
Koyunum var karaman
Gaybolursa araman
Ben bir reçber kızıyım
Şehirliye yaraman
 
Dere boyu gidelim
Koyun kuzu güdelim
Sennen beni görmüşler
İnkar bayrım edelim
 
Ak koyun kuzusuna
Gün tutmuş postusuna
Ne desen de ağlasam
Arnımın yazısına
 
Tren gelir öterek
Kömürünü dökerek
Ben anamdan ayrıldım
Gözüm yaşım dökerek
 
Tut yedim duttu beni
Yarim unuttu beni
Yarı yola varmadan
Hıçkırık tudu beni
 
Ak tavuk aldın mı
Kümese koymadın mı
Kör olası gaynana
Sen gelin olmadın mı
 
 
Kapelesi ketenden
Yarim indi trenden
Boynuna sarılayım
Gülünü incelmeden
 
Kayalar yarılmasın
Yar bana darılmasın
Yar bana darılıp da
Ellere sarılması
 
Çaya inesim geldi
Şeker yiyesim geldi
Ala gözlü ablamı
Gene göresim geldi
 
Hey hızara hızara
Dalda elma gızara
Beni sana vermizler
Başka yerden giz ara
 
Gayadan öküz bakar
Öküzün arnı sakar
Delikanlı dururken
Sakallıya kim bakar
 
Mendil aldım onbeşe
Onu serdim güneşe
Gitti yarim gelmedi
Beni aldı telaşe
 
Dağdan kestim kereste
Kuş besledim kafeste
Yarin hasta dediler
Yetiştim son nefeste
 
Karşıda ala inek
Tüyleri benek benek
Hiç boğzumdan geçmiyor
Yarsız yidiyim yemek
 
Kuş kafese girmiyor
Buna aklım ermiyor
Hiç boşuna ah çekme
Annem beni vermiyor
 
Evleri sarı boya
Gel yarim doya doya
İç vereme tutuldum
Gamıma koya koya
 
Armut dalda bir iki
Saydım baktım on iki
On ikinin içinde
Gök yazmalı benimki
 
ince yazma düreyim
Aç koynunu gireyim
Uyan uyan sar beni
Yar olduğunu bileyim
 
Tavanlarda tencere
El vurmadım incire
Gavur babam duymasın
Çeker beni zencire
 
Çaya indim taş buldum
Yüzüğüme kaş buldum
Neredeydin la sürgün
Yanıma yoldaş buldum
 
 
Arabası kirenden
 Mendil sallar trenden
Abenim nazlı yarim
Nasıl ayrıldın benden
 
Kara tren ak tren
Askerleri say tren
Benim yarım kırkbeşti
Postasıyla say tren
 
İki çeşme yanyana
Su içsem kana kana
Bana ediresini ver
Mektup yazayım sana
 
Sergenlerde çekirdek
Bostanlarda bitecek
Ben isterim babamdan
Dört davul sekiz köçek
 
Evleri var üst başta
Kundum dalda taşta
Sen orada ben burda
Akıl kalmadı başta
 
Harmanı yuvarladım
Samanı çuvalladım
Gara gözlü ey abim
Allaha ısmarladım
 
Keteni bez edeyim
Hangi yol gözeteyim
Kara gözlü yarimi
Kimlere benzeteyim
 
Mendil serdim bir taşa
Neler geldi bu başa
Öptüm bir kız yanağı
Dedi bana çok yaşa
 
ip attım ucu kaldı
Ocakta saçı kaldı
Ben büyüttüm el aldı
Yürekte açı kaldı
 
Garşıdan gelen atlı
Ne gayratlı gayratli
Ben istedim vermedi
Niman malın gıymatlı
 
Kara kabak bağ atar
Altında yılan yatar
Ben bilmem mi a yarim
Goynunda neler yatar
 
Deniz coştu göl oldu
Yarim sana ne oldu
Benim sana yandığım
Memlekette şan oldu
 
Ev ötene ev yaptım
Çıktım üstüne baktım
Yarim gelecek diye
Çivte lambalar yaktım
 
Irmak gumsuz galır mı
Dibi susuz galır mı
Senin gibi güzelin
Goynu yarsız galır mı
 
Karşıdan ünlüyorlar
Badılcan belliyorlar
Bu köy nasıl köyümüş
Varmadan övüyorlar
 
Mısır ektim azmasın
Gelen geçen kazmasın
Yar üstüne yar seven
Gençliğine doymasın
 
Titretin ışıkları
Çalıver kaşıkları
Yürü tirenim yürü
Kavuştur aşıkları
 
Elinde demir orak
Mektup göndersem ırak
Cebinde tarağın
Bana yadikar bırak
 
Elma attım nar geldi
Dar sokaktan yar geldi
Eğil biyol Öpeyim
Al yanaktan kan geldi
 
Gökde yıldız niniynen
Köçek oynar ziliynen
Ayağına taş batmış
Siliyor mendiliylen
 
Dam kapısı açıldı
ince boncuk saçıldı
Yar kapıdan girince
Gözüm gönlüm açıldı
 
Dağda tavşan oynuyor
Yelesini yağlıyor
Ötmüş yarim dizime
Garip garip aylıyor
 
Irmak coştu kül oldu
Yarim sana ne oldu
Olan oldu a gülüm
Madenkeş sebep oldu
 
Tütün içtim lüleden
Benim yarim Günye'den
Biricik biricik baş olmaz
Hoş geldiniz cümleden
 
Damda kırat harlıyor
Kapılan parlıyor
Aşmış yengem geliyor
Beyaz mendil sallıyor
 
Kayalar yarılmasın
Yarbana darılmasın
Yarbana danlıp da
Ellere sarılmasın
 
At üstünde cenderme
Dut kolundan goyverme
 Giz ben seni atacın
Kimselere deyverme
 
Sarı kağıt yazarım
Sandık sandık basarım
Yarimi vermezlerse
Ben kendimi asarım
 
Kar yağıyor yağıyor
Abamı giyeceğim
İhtiyara varıp da
Goca mı diyeceğim
 
Şu giden kimin oğlu
Paltası da ak kolu
Dönüp bana bakmıyor
Saki vezirin oğlu
 
Bahçenizde gül var mı
Gül altından yol var mı
Gel gidelim sevgilim
Annenden izin var mı
 
Kayadan indirmişler
Tirene bindirmişler
Kara saçlı yarimi
Gurbete göndermişler
 
Ay gelir aydan beri
Çay gelir dağdan beri
Ben yarimi görmedim
Bir buçuk aydan beri
 
Bostanlarda aşlama
Aşlamayı taşlama
Ben askere giderken
Ağlamaya başlama
 
Su koydum su taşına
Masanın ortasına
Memelerin benziyor
Ferik yumurtasına
 
Denizin dibi derin
Üstüne halı serin
Sandık sepet istemem
Beni sevdiğime verin
 
 
 
 Yenice Güzellemesi:
 
1988 yılı Mayıs ayında bir grup arkadaşıyla Yenice'mizde iki günlük bir gezi tertip eden Hacettepe Üniversitesi Öğretim Görevlisi Sayın İbrahim Öküzcü'nün kaleme aldığı Yenice Güzellemesi:
 
Bitmez tükenmez kıvrımları size, yeşilin her tonunu tattırırken, uzaktan uzağa gelen bir su sesi içinizde, dibine ulaşılmaz bir derinlik hissi uyandırır. Daha sonra, "O ses, hemen yolun kenarında akan ırmaktan geliyor" dediklerinde ürpereceksiniz.
 
"Demek ki biz, bir tarafı uçurum, bir tarafı dik yamaç olan bir yoldan, sanki Sırattan geçmişiz" diyeceksiniz. Peki, su görülmez mi? Hayır efendim, görülmez; sadece duyulur. Ya yamaçlar?.. Ona da sadece bakarsınız, fakat göremezsiniz. Gördüğünüz yalnız yemyeşil bir deryadır.
 
Şairin, "Ol mahiler ki derya içredir, deryayı bilmezler" şeklinde anlattığı balıklara dönmemek için, yeşilin her tonunu farketmek, hepsinden bir tat almak istersiniz; fakat nafile. Biraz o balıklar gibi olmak zorunda kalırsınız. Farketmek, tat almak... Bunlar kısacık bir ziyaretle değil; günler, haftalar, aylar hatta yıllar sürecek bu- ziyaretle mümkündür.
 
İşte, bütün bu duyguları içinizde duya duya ve kıvrıla kıvrıla ulaştığınız Yenice'de, dağ yamaçlarından çağlayarak inen Yenice Irmağı'nın biraz olsun sakinleşmesi gibi, siz de az çok kendinize gelebilirsiniz.
Hava güneşli, fakat yağmur sanki gökyüzüne pamuk ipliğiyle bağlanmış. Her an düşmeye hazır. Bunu hissediyorsunuz. Yağmur, yağmak için, baktı hiç fırsat yok; o zaman adeta güneş ışınlarıyla geliyor, yüzünüze o tatlı serinliği, burnunuza o tarif edilmez kokusunu bırakıp gidiyor.
 
Yenice Irmağı dağlarda çağlar, ama Yenice'den geçerken biraz olsun sakinleşmek zorundadır. Hiç, Yenice'lileri selamlamadan geçmek olur mu? Katar katar trenler de, sırf bu insanları selamlayabilmek için, nice zahmetlere katlanıp oralara kadar gelmiyor mu? Sakinleşmek zorundadır, dedik amma; eh, bir deli tay ne kadar sakinleşirse, o kadar. Yine deli-dolu, yine bulanık akıyor. Başı dumanlı yerlerden geldiği belli. Her geçtiği yerden bir hatıra, bir yadigar almasa olmaz sanki. O zaman ne kadar parlak, ne kadar berrak olurdu, değil mi? Belki o zaman, Karacakaya'dan bir hatıra olarak Yenice Irmağı'na karışan genç kızlarırnız, güzelliklerini su yüzünde farkeder de, bu dünyanın her şeye rağmen yaşanmaya değdiğini anlarlardı. Ama ne yazık ki, Yenice Irmağı bunu istemi-yormuşçasına bulanık ve deli-dolu...
      
Dizlerinize kadar buluta gömülmek isityorsanız, Yenice dağlarına çıkın. Alın elinize bir yelpaze, bulutları yön verin. Ve, pırıl pırıl bir gökyüzünü seyrederken, yağmur ayaklarımıza yağsın. Alabalık son nefesini sizin ellerimizde versin. İşte, bir tavşan, bir geyik... Göz-gez-arpacık, fakat geç kaldınız. Onların, öyle her gürültüye pabuç bırakmadıkların, herhalde en iyi Yenice'liler bilir. Bilirler ya, yine de bazılarının evlerinin duvarında, bilmem ne zamandan kalma boynuzlar görürsünüz. Hâlâ, bir gece gelip kendisini dağlara kaçıracak yavuklusunu bekler gibidir; hâlâ "Ah! Bana bu yapılır mı?" der gibidir. Öylesine heybetli, öylesine canlı ve alımlı. Belki de, o yağmurlar bunların gözyaşıdır. Yoksa, bir ahunun gözünden akmadıkça, yağmurla pişip, bu yağmurla yenen kuzudadır.
     
"Bülbül, bülbül" derler ya, aslında pek gören yoktur. Belki Yenice'de de göremezsiniz, ama duyabilirsiniz, dinleyebilirsiniz; "Bülbül, ağaran fecre kadar ağlarmış" diyen şaire hak verirsiniz. Bir şairle aynı duyguları taşımak ne demekmiş, bunu anlarsınız. Eğer şairseniz mesel yok; ya değilseniz? İşte o zaman, şair oldunuz gitti demektir.
 
https://www.tccb.gov.tr/
https://www.icisleri.gov.tr/
https://www.turkiye.gov.tr/
https://www.cimer.gov.tr/
 
  • Erişebilirlik
  • Kullanım ve Gizlilik
Merkez Mahalle Hükümet Konağı Kat:3 Yenice/KARABÜK
03707661100
 
Sizlere daha iyi hizmet verebilmek için sitemizde çerezlere yer veriyoruz 🍪 Çerez politikamız hakkında bilgi edinmek için tıklayınız